19 Şubat 2015 Perşembe
Türk Eğitim Sistemi Fulbright Komisyonu İle Esir Alındı.
26 Şubat 1946 Kahire Anlaşmasından hareketle Türkiye'de 27 Aralık 1947 Anlaşması gereğince bir komisyon kurulmuştur. Komisyonun adı 'Türkiye'de Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu' (Fulbright)dur. Bugün öğrenci değişimi adı altında faaliyet gösteren bu komisyon, T.C.Hükümeti tarafından sağlanacak paralarla finanse edilecek, eğitim programının idaresini kolaylaştırmak için tesis edilmiş bir kurum olarak Türkiye Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümetleri tarafından tanınmıştır.
Bu anlaşmanın 5. Maddesine göre: Komisyonun 4'ü T. C. vatandaşı ve 4'ü Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olmak üzere 8 kişiden oluşmaktadır. Bunlara ek olarak ABD'nin Türkiye'deki diplomatik heyetinin başı(ABD büyükelçisi) komisyonun başkanıdır. Alınan, alınacak olan kararlarda oy hakkına sahiptir. Komisyon karar ve davranışlarında ABD Dışişleri Bakanı'na karşı sorumludur. Komisyonda oyların eşit oluşması durumunda kesin oyu misyon şefi, Amerikan büyük elçisi verecektir.
Komisyon, tıpkı Amerikan askerî üstlerinde olduğu gibi; Türk Hükümetinin himayesinde, her türlü Türk denetiminin dışında, Türk Eğitimi hakkında araştırma yapması, bilgi toplaması, gerekli Amerikan memurlarını uzman ve araştırmacı olarak okul, üniversite ve Bakanlıklara yerleştirmesi, eğitim müfredatlarının belirlenmesi ve benzeri faaliyetlerini kolaylaştırmak amacını gerçekleştirmek için oluşturulmuştur. Türk hükümetine bu komisyonun çalışmalarını kontrol ve denetleme hakkı dahi verilmemiştir.
Bu komisyonun milli eğitime ilan edilen ilk etkisi 1962 yılında Amerikalı uzmanlarca geliştirilen, 1968 yılında aynı uzmanlarca bir sefer daha gözden geçirilen İlkokul Müfredat Programı'dır. Aynı dönemlerde 5 milyondan fazla ilkokul öğrencisi ABD'nin üretim artığı bayat yiyeceklerle zehirlenmiş, daha da ötesi o günlerde Türkiye'de gençlik içerisinde yükselen Amerikan düşmanlığını yok etmek ve gönderdikleri barış gönüllüleri ile Amerika'yı benimsetmek çabası da olmuştur. 1994 yılında kurulan Milli Eğitimi geliştirme komisyonunun da 60 üyesinden 40'ı Amerikalı uzmanlardır.
1946'dan bugünlere adım adım içi oyulan ve bugünde son darbeyi vurdukları Milli Eğitimimiz Fulbright komisyonlarıyla, bugünlerde de bu komisyona ilaveten AB'li uzmanlar tarafından da dönüştürülmüştür. Fulbright komisyonunun ortadan kalktığına dair herhangi bir ilan ya da açıklama olmadığına göre halen faaliyet gösteriyor. Bizlere de gayrı milli eğitimin kaynağını net bir şekilde göstermiş oluyor.
Son yıllarda ise AKP'nin eğitim alanında, bu komisyonun yaptığı çalışmaları kendisine örnek aldığını gözlemliyoruz. Yaptıkları planlar doğrultusunda kendi Dindar nesillerini yetiştirmek için, 4+4+4 sistemini kanunlaştırdılar. Burada hedefin genelde sorgulamayan bir neslin yetiştirilmesi olduğu anlaşılıyor. Yeni eğitim sisteminde ülkemizi bağımsızlığa götüren Atatürk ilkelerinin kademeli olarak ders kitaplarından kaldırıldığını görüyoruz.
ABD+AB’nin hedefinin ileride ülkemizde, Devleti siyasi bağımsızlığa götürecek kadrolarının yetiştirilmesini önlemek olduğunu biliyoruz. Bulunduğumuz coğrafyadaki hammadde kaynaklarını işlersek, ekonomik ve mali bağımsızlığımızı kazanacağız. Bu da Küresel Sermayenin diğer ülkeleri sömürmeye alışık politikasını derinden yaralayacak. Senelerce uyguladıkları taktikleri değiştirerek aynı oyunu sahneye koymaya devam ediyorlar.
Eskiden IMF ve Dünya Bankası üzerinden bizi borçlandırıyorlardı. Diğer bir deyimle borcu borçla kapattırıyorlardı. Son yıllarda ülkemizde ele geçirdikleri Bankalar ve Sigorta şirketleri aracılığıyla, doğrudan halkı borçlandırıyorlar. Amaç Türkiye’de üretime dayalı bir ekonominin kurulmasını önlemek. Memleketimizde yaşayan insanların işsizlik sayıları verilen rakamların çok üstünde. Bunun dışında Kredi Kartları ile borçlandırılan milyonlarca insanımızın icrada bekleyen dosyaları başka kâbus.
Şimdi eğitimi neden yanlış yönlendirdikleri bir nebze anlaşılmıştır. Borçlu ve işsiz insanların mali özgürlükleri olmazsa, o ülkenin de bağımsızlığı olmaz.
Haber Kaynağı: İnternet
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.