Bir ülkenin varlığını sürdürmesi ve vatandaşlarına iyi yaşam seviyesi sağlamasının yolları kaliteli eğitimden geçer. Eğitim programının daima günün şartlarına ve gelecek 25 sene sonra dünyadaki oluşabilecek koşullara göre yapılandırılması bu yüzden kaçınılmazdır.
Buna
verilebilecek en güzel örnek İngiliz eğitim sistemidir. Burada İngilizlerin
1800’li yıllardan beri geliştirdikleri İngiliz İstihbarat sistemi ve Derin
Devlet yapısına, uzman seviyesindeki adayların nasıl yetiştirildiklerini
inceleyelim. Çünkü bu sistem ABD, İsrail ve değişik ülkeler tarafından
kopyalanmıştır. Her devlet kendi şartlarınca bu sistemi millileştirmiştir.
İngilizler
zamanın şartlarına ve dünyanın gelişimine göre eğitim programlarını güncellemektedirler.
Bunu yaparken de, küçük yaşlarda öğrencilere fazlaca bilgi yüklemeye tercih
ederler. Öğrencilere verdikleri öğretimle, onların yeteneklerini tartarlar. Bu
kapasite tespitinden sonra, onları doğru buldukları alana yönlendirirler.
Böylece daha lise yıllarında kendi dallarında küçük bir uzman durumuna gelen
öğrenciler, bilinçli şekilde genişletilen ödevlerle Ulusal AR-GE çalışmalarının
parçaları yapılır. Üniversite çağında ise öğrenciler, kendilerini tez
hazırlayacak kabiliyette bu sistem sayesinde bulur. İngilizler böylece
ellerindeki bilgi potansiyelini genişletip, geliştirirler. Ayrıca ellerindeki
bilgileri zamana uygun şekilde güncelleştirirler. Bu da doğru sentezlemelerle
doğru stratejileri beraberinde getirir. Ülkelerinde üniversite eğitimi yapan
öğrencilerden böylece en yüksek verime yaklaşık randıman alırlar.
Çeşitli
kitaplardaki en güzel örnekler İngiliz istihbarat teşkilatının çalışma sistemini açıklar.
Londra Üniversitesi, savaş taktiği ve
güvenlik istihbaratı analizi yapıyordu.
Salford
Üniversitesi, İngiliz dünya bölgesel hedef stratejileri analizleri üzerine
çalışıyordu.
Pr. Andrew Mango |
Harvard
Üniversitesi, Orta Doğu topraklarındaki madenler ve enerji kaynaklarını incelerdi.
Mesela
Türkiye uzmanı Pr. Andrew Mango, Orta Doğu Ülkeleri ve Türkiye’nin bölünüp,
buralarda daha fazla yeni devletler kurulması üzerine strateji geliştirdi.
Exeter Üniversitesi, burada Kürt
Enstitüsü, Arap ve İslami araştırmalar Enstitüsü kurulmuştur. Bu üniversitede
M6 yani İngiliz Dış İstihbarat ajanları yetiştirilir.
Exeter Üniversitesi |
Bu
verdiğimiz örneklerde görüldüğü gibi, üniversitede öğrencilere yaptırılan bu
çalışmalarla dünyadaki ülkelerin jeostratejik, jeocoğrafik, jeopolitik ve daha
değişik durumları için bilgiler toplanır. Bu ülkenin AR-GE çalışmalarının
maliyetini aşağı çeker. Ayrıca daha üniversite sırasında öğrenciler uzman ve
üretici (konularında yetişmiş elemanlar) durumuna getirilmiş olurlar.
İstihbarat birimlerine bunlar arasından seçilecek adaylar yelpazesi bu yüzden
çok büyüktür. Her bir aday kendi bölümünde uzman seviyesindeki kaliteli bir
eğitim almış akademisyendir. Devlet birimlerine seçilecek bu uzman akademisyenlere,
işe başlayacakları kurumlar sadece yeteneklerine göre bir temel eğitim verir.
İngiltere
kökenli bu çalışmalar daha genişletilerek, sosyal teori tezi altında 1930’lu
yıllarda ABD’ye, Avrupalı göçmenler sayesinde girmiştir. Böylece Amerikan
sosyolojisinin ve istihbarat kavramının dar ufku genişletilmiş, sistem yeni ve
değişik boyutlar kazanmıştır. Yöntem olarak hukuksal ve tarihsel yaklaşım arka
plana itilmiş, sosyolojik, psikolojik, antropolojik ve ekonomik disiplinlerden
yararlanılmaya başlanmıştır.
Sonraki
yıllarda ise ilerleyen teknoloji yeni kavramları da beraberinde getirmiştir.
Bunlar parapsikoloji, biyokimya, atom fiziği, uzay ve gen çalışmaları, yapay zekâ
gibi çeşitli alanlardaki çalışmalardan bazılarıdır.
Ayrıca ABD
Haarp projesi altında doğal afet ve deprem teknolojileri üretmeye kadar işi
ileri götürmüştür. Bu çalışmalardan özellikle Haarp projesi Rusya ve Çin’i çok
tedirgin etmiştir. Sovyetler Birliği zamanında aynı senelerde Ağaçkakan projesi
geliştirilmiştir. Rusya’nın bu çalışmalara devam ettiği bugün bilinen gerçektir.
Dünyanın
yeni ikinci süper gücü konumuna gelen Çin’in ise son senelerde bu alanda gizlice
Meridyen projesini devreye soktuğu ve rakiplerine yetişmek adına çalışmalar
yaptığı bilinmektedir.
ABD’nin
Haarp projesi aşamasını geçtiği ve “ Yıldız Savaşları ” projesini de dünyaya ilan ettiği ise, diğer bir gerçektir.
Burada
verdiğimiz örneklerde gördüğümüz gibi İstihbarat birimleri artık eğitim, bilim
ve teknoloji ile ayrılmaz bir bütündürler. Ayrıca bu ülkelerdeki devlet
kurumlarındaki devamlılık vardır. Her değişen siyasi iktidar ile birlikte
devlet politikaları değişmez.
Bu kurumların Denetleme
sistemleri ,ülkenin
menfaatleri tehlike de olduğu zaman , yani olağanüstü durumlarda otomatikman devreye girer. Kurumsallaşmış ülkelerde bu mekanizmanın durdurulmasının imkanı yoktur. Kısaca başa
geçen siyasi iktidar, görüşü ne olursa olsun ülkenin menfaatini ön planda
tutmaya mecburdur. O da ülkesindeki insanların refah seviyesinin
artırılmasından geçer.
Büyük
ülkeler bu gelişmeler çerçevesinde, istihbarat birimleri dışında yeni kavram ve
yeni yapılanmalar geliştirmek zorunda kalmışlardır. Bu yeni yapılandırılan
birimi de kısaca STRATEJİK BİLGİ BANKASI olarak açıklayabiliriz.
Bu tip
ülkelerdeki böyle yapılanmalar, kendi ülkeleri adına kısa, orta ve uzun vadeli
senaryoları alternatifleriyle hazırlarlar.
Şimdi bunun
bizim ülkemizle ilgisi ne diyeceksiniz?
Kısa bir
cevapla başlayalım. Ülkemiz için gelecek senelerde acilen çözülmesi gereken 3
ana unsur vardır.
1-
Yıkıcı deprem meydana gelme riskinin minimale indirilmesi.
2-
Küresel ısınma yüzünden oluşacak su sorunun çözülmesi.
3-
Türkiye’nin enerji üretiminde bağımsız hale gelmesi. (Örneğin geleceğin
alternatif enerjisi olacak Toryum’un devreye sokulması)
Ters Açı 1923- Nazmi Gözlem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.