Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) dev ulus ötesi şirketlerin eseri olan
küreselleşmenin doğal bir sonucudur, küreselleşmenin Ortadoğu’da uygulamasıdır.
Ortadoğu dev küresel şirketler bakımından stratejik bir öneme sahiptir. BOP’un
mahiyeti ve hedefleri incelenirse, onun küreselleşmenin bir gereği olduğu
açıkça görülür. Dolayısıyla BOP küresel şirketlerin eseridir ve elbette
Ortadoğu’nun kan ve ateşe boğulmuş olması da!
‘***’
Orta ve Yakın Doğu petrol, doğalgaz ve diğer enerji
kaynakları ile hammaddeler ve madenler bakımından dünyanın en zengin
bölgesidir. Aynı zamanda büyük bir pazardır. Ortadoğu, ABD ve Batı için
olağanüstü stratejik bir öneme sahiptir. ABD ekonomisi için en önemli bir
hammadde yatağı ve pazardır. Şu rakamlara bakalım: Dünyadaki petrol
rezervlerinin yüzde 64'ü Ortadoğu’dadır, doğalgaz kaynaklarının ise yüzde 41'i.
Amerika’nın yabancı petrole bağımlılık oranı 2001'de yüzde 52 idi, 2020'de ise
yüzde 66’ya yükselecektir. Bir görüşe göre ABD’nin varlığını sürdürebilmesi
Ortadoğu’ya hâkim olmasına bağlıdır.
Büyük Ortadoğu Projesi, ABD'nin, 20 yıla yakın bir
süredir üzerinde çalıştığı bir projedir. 1997'de oluşturulan ''Yeni Amerikan
Yüzyılı Projesi'' nin bir alt unsurudur. Hemen tamamı Müslüman olan 27
ülke, bu proje kapsamında operasyona tabi tutulacaktır. Bu ülkelerden biri de
Türkiye’dir. Proje “küreselleşme” denilen büyük sürecin bir uygulaması olarak,
değişen şartlara göre güncellenerek kuşaklar boyu devam
edecektir. Projenin görünürdeki gerekçesi “terörle mücadele”dir. Bunun
için de “bölge ülkelerinin demokratik bir yapıya kavuşturulması” gerekmektedir.
Bu, bir kamuflajdır, insanları ikna için şu kılıf uydurulmuştur: Ortadoğu
“küresel terörün kaynağı”dır. Bölgedeki monarşiler ve anti-demokratik
yönetimler terörü himaye etmektedir. Bölge nüfusu temel hak ve hürriyetler ile
demokrasi kültürü bakımından çok geridir, ekonomik yönden çok
yoksuldur. Bu nedenle, gelişmiş özgür dünya bölgeyi kontrol altına almalı,
bölgeye özgürlük ve demokrasi götürmeli, bölgenin kalkındırılmalı, terörün
kaynakları kurutulmalıdır. Bu da bölgeye gerekli müdahalelerin ve
düzenlemelerin yapılmasını gerektirmektedir. Gerekçe –kolayca görüleceği gibi-
aslında bir kamuflajdan ibarettir. ABD bölgeye özgürlük ve demokrasi götürme
söyleminde samimî değildir. Afganistan, Irak, ve Lübnan işgalleri ile bugün
Suriye’ye yaptıkları bunun açık bir kanıtıdır.
‘***’
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ekonomik anlamda ABD'nin
–Kuzey Afrika’dan Çin sınırına uzanan- geniş bir coğrafyada kaynaklara ve
pazarlara ulaşma projesinden ibarettir. Dev küresel şirketlerin, Sinan
Sönmez’in deyişiyle “silah üreticileri, petrol devleri ve finansal şirketler
arasındaki bir koalisyonun eseri”dir. Projenin uygulayıcısı olarak gördüğümüz
ABD hükümetinin bu proje ile güttüğü hedef ikidir: Bir, egemen olmayı
planladığı bu bölgelerin doğal kaynaklarını –küresel şirketlerin hesabına-
emniyet altına almak; iki, IMF ve Dünya Bankası'nın desteğiyle liberal
politikalar uygulatarak proje kapsamındaki ekonomileri, yine ABD kaynaklı
küresel şirketlerin istifadesine açmak.
Proje kapsamında Fas'tan Çin sınırına kadar uzanan
geniş bir coğrafi alan, “özelleştirme operasyonu” ile, tek pazar haline
getirilecektir. Üniter devletler dağıtılacak, parçalanacaktır. Ancak yeni
parçalar olabildiğince küçük olacak, -Türkiye’de yapılmak istendiği gibi- yeni
federatif yapılar, küçük devletçikler yaratılacaktır. Bu sayede pazarlık
güçleri kırılmış ülkelerde, doğal kaynaklar üzerinde daha zahmetsizce dev
şirketlerin küresel egemenlikleri kurulmuş olacaktır. Bir iddiaya göre Irak 3,
İran ve Suudi Arabistan 5’er, Türkiye 7 parçaya ayrılacak, bölgenin yönetimi
İsrail'e bırakılacaktır (Şu sıralarda, IŞİD eliyle Irak hedefine ulaşmak
üzereler; Türkiye hedefine ise, işbirlikçileri ile ve emin adımlarla
yürüyorlar.) .
‘***’
BOP aynı zamanda ABD'nin, arkasındaki küresel
şirketlerin, rakip güçlerin petrol kaynaklarını kontrol altına alma projesidir.
ABD –daha doğrusu Derin Merkez’i oluşturan küresel şirketler- şöyle
düşünmektedir [Mete Göknel] : Dünya hâkimiyeti için Avrasya'yı kontrol
altına almak, Avrasya hâkimiyeti için de Büyük Ortadoğu'yu kontrol altına almak
gerekmektedir. Peki, bu nasıl sağlanacak? Stratejik bir madde olan petrol ile
bu kaynağa ulaşım yolları üzerinde egemenlik kurarak, rakip güçler karşısında
stratejik üstünlük elde ederek... Bu yoldan, ''rakip ekonomiler'' durumunda
olan AB ülkeleri, Japonya, Çin ve Avrasya Birliği ülkelerinin ekonomik
büyümeleri denetim altına alınmış, Euro veya başka bir para biriminin dünya
ticaretine hâkim konuma gelmesi önlenmiş olacaktır. Ve yine ancak bu sayededir
ki, altın karşılığı tam olmayan, sadece ABD'nin baskısı ve askerî gücü ile
ayakta durabilen ABD Doları dünya ekonomisine hâkim olmaya devam edecektir.
Bilindiği gibi ABD, ithalatını Dolar’la borçlanarak gerçekleştiriyor. Bir
bakıma borcunu kâğıtla ödüyor. Üçüncü ülkeler ABD'ye hammadde ve doğal kaynak
satıyor, karşılığında bol miktarda kâğıt, yani senet veya tahvil alıyorlar.
Küresel Amerikan şirketleri (Derin Merkez) bu düzenin bozulmamasını istiyor.
Böylece, proje gerçekleştiğinde dünya enerji
kaynaklarının, istikrarlı ülkelerde bulunması sağlanmış olacaktır. Neticede
enerji kaynaklarının kontrolü için sürekli olarak askerî güç kullanma ihtiyacı
da ortadan kalkmış, askerî harcamalar ciddi ölçüde azaltılmış olacaktır. Daha
da önemlisi küresel Amerikan şirketlerine yeni ve geniş iş ve kâr alanları
açılacaktır.
Toparlarsak, ABD’nin –küresel şirketleri
hesabına- bölgeyi denetim altına almak istemesinde, kendi ihtiyacını garanti
altına almak amacı olmakla birlikte, bir esas amacı daha vardır: Şöyle ki,
rakiplerin bu kaynaklara çok büyük ölçüde bağımlıdır. Petrol başta olmak üzere
doğalgaz, su gibi temel maddelerin denetim altına alınması, nakil yollarının da
denetlenmesi demek, aynı zamanda, rakip devlet veya devlet gruplarının önünün
kesilmesi demektir. Bu yoldan ABD rakipleri üzerinde ekonomik baskı
kurabilecektir. Ancak bunun yanısıra komşu bölgelerdeki enerji kaynaklarının erişim
ve sevk yollarının da kontrolü gerekmektedir. Dolayısıyla, ABD Ortadoğu
coğrafyasının yanı sıra, stratejik önem taşıyan diğer yakın bölgeleri de
kontrol altına almayı hedeflemektedir.
‘***’
BOP’un, küresel şirketlerin çıkarları ile olan bağlantısına
dair son, ancak hayli öğretici bir açıklamayı eklemek isterim.
ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”, küresel sistemin
gerekli gördüğü bir “işletim sistemi”[i] ayarına benzer. Buna göre “Büyük Ortadoğu
Projesi kapsamındaki ülkelerin işletim sistemleri, Amerika Birleşik Devletleri
tarafından çok uluslu şirketlerin rahatlıkla yatırım yapabileceği şekilde
yeniden şekillendirilmek istenmektedir." Thomas Friedman’ın deyişiyle
küresel sistem ancak çağdaş hukuk sistemi, iyi kurumlar, etkin
yönetişim ve demokrasi unsurları bir arada bulunduğu zaman işlemektedir
(Ben de eklemeliyim ki, bu değişiklikleri asıl gerektiren, UÖŞ kârlarının
güvence altında bulunmasıdır). Friedman şöyle devam ediyor, kuşkusuz UÖŞ’lerin
ihtiras ve planlarının tercümanı olarak: BOP kapsamına giren ülkelere
bakıldığında hemen hepsinde küresel işletim sisteminin unsurları eksiktir.
Küreselleşme sürecinde çok etkin olan çokuluslu şirketler, yatırım yapabilmek
ve pazarlarında söz sahibi olabilmek için, bu ülkelerin “işletim sistemlerinin”
ayarlanmasını istemektedirler. İşletim sistemi ayarı için ise öncelikle bu
ülkelerin “demokratikleştirilmesi” gerekmektedir. Demokratik ortam,
küresel şirketlerin arzuladığı hukuk sistemini de beraberinde getirecektir.
Görülüyor ki, Büyük Ortadoğu Projesi’nin arkasında dev
küresel şirketler vardır ve ancak onların büyüme planlarının bir aracı olarak
uygulamaya konulmuştur. Çünkü bu şirketlerin emrine yeni pazarlar açacaktır,
yüksek kâr edebilecekleri yeni ortamlar hazırlayacaktır. Tabii bundan, bir
devlet olarak ABD de kazançlı çıkacaktır. Şöyle ki, ABD tek süper güç olarak
–tabii yine küresel şirketlerin lehine olarak- enerji kaynaklarına ve
bunların ulaşım yollarına hâkim konuma gelecektir.
‘***’
|
[i] İşletim sistemi bir bilgisayar
teknolojisi terimidir. Bilgisayar donanımının denetimi ve
yönetiminden, temel sistem işlemlerinden ve uygulama programlarını
çalıştırmaktan sorumlu olan sistem yazılımıdır. Bilgisayar parçalarının
birbirleriyle olan ilişkilerini düzenler, aralarında bilgi alışverişi
yapabilmelerini sağlar.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.