Ters Açı 1923 |
Milli
yazılımların öneminin en güzel örneklerinden biri Falkland savaşıdır. Savaşın
başında Arjantin ordusu, İngiltere’nin beş gemisini devre dışı bıraktı. Bunun
nedeni Arjantin’in, Fransızlardan satın aldığı Exocet füzelerini kullanmasıydı.
Kısa bir süre içinde iki hükümetin yetkililerin de onay vermesiyle ülkelerin
istihbarat servisleri birbirleriyle kendi kanalları üzerinden iletişime geçti.
İngiliz dış istihbarat servisi MI6, birçok alanda paslaştığı muhatabı Fransız
DGSE’den para karşılığında bu füzelerin kaynak kodunu satın aldı.
Böylece
füzenin güdüm yazılımını çözdüler. Bundan sonrası füzelerin hedefe gitmesini
engellemekti. Bu da füzenin hedefe giden radar frekansının bozulmasıyla
halledildi. Arjantin gibi ülkelerin
parası böyle sorunlarda işe yaramıyordu. Emperyalist devletlerin suç
ortaklıkları daha önemliydi.
Başka bir
örnekte Körfez savaşında Irak Ordusunun, İsrail’e karşı kullandığı SCUD-B
füzelerinin başarısızlığıydı. Irak füze programını geliştirmek için, teknoloji
transferi sözü veren Avrupalı firmalarla çalıştı. Bu firmaların mühendisleri
ABD ve İsrail baskıları karşısında programı eksik yerine getirdiler. Burada bir
ülkenin beyin gücünün ve alt yapısının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.
Ülkemiz ABD, İngiltere, Fransa, İspanya,
İtalya, Çin ve İsrail gibi ülkelerden savunma sanayi ürünleri satın aldı. Alınan ürünlerin bazıları, bağımlılık kaynak
kodlarının üretici ülkenin elinde olmasından dolayı çalıştırılamadı. Bu da
ülkemize, milli yazılımların ne kadar önemli olduğunu çabuk bir şekilde
öğretti.
ABD’den alınan savaş uçaklarının yazılımında dost, düşman tanımlaması
ABD yetkililerinin değerlendirmeleri doğrultusunda hazırlanmıştı. Aselsan’ın kurulması sayesinde, seneler
geçtikçe dengeler bizim lehimize değişmeye başladı. Bilgi birikimi ve yetişmiş
mühendislerimizin çoğalması ülkemizde, ulusal savunma sanayinin alt yapısının
şekillenmesine neden oldu.
Ülkemizde F–16 üretilmesine TAI merkezinde
başlanmıştı. Uçakların kaynak kodlarının belirlendiği yazılım merkezini
mühendislerimiz sokulmuyordu. Yani uçakların kime karşı savaşacağı ABD
tarafından belirleniyordu. Dışarıdan
alınan uçak, savaş gemisi ve füzeler, insansız hava araçları saniyeler içinde
dışarıdan uydu aracılığıyla yollanacak sinyallerle devre dışı
bırakılabiliyordu.
— KAHRAMAN TEKNOLOJİ
MÜHENDİSLERİMİZİN HAZİN SONU-
Aselsan kendi bünyesinde kurduğu bir birimde
çalışan dahi mühendislerimiz, kısa bir süre içinde kendi insanlarımıza
güvendiğimizde ve imkânlar verdiğimizde neler yapabileceklerini ispatladılar.
Uçak görev bilgisayarının milli yazılımını geliştirdiler. Ayrıca uçakların ABD bağımlı elektronik
sistemini devre dışı bıraktılar.
Oluşturulan mühendis ekibi insanüstü bir
çabayla harikalar yaratmıştı. Tabi ki bundan rahatsız olan dış güçler, bu
ekibin bazı üyelerinin intihar etmelerinin kendilerine çözüm olacağını
düşündüler (!!!!!). Ülkemizin savunma sanayinin bu daldaki çalışmalarının
durdurulacağını hesapladılar. Fakat yaptıkları hesap tutmadı. Şimdi
arkadaşlarının yerine geçen yüzlerce bilim adamı seviyesinde ki mühendisimiz,
onlardan devir aldıkları çalışmaları daha yukarılara taşıyorlar.
İşin acı tarafı, onlar görevlerini yapıp bizim
savunma sanayimize sahip çıktılar. Biz ise ulus olarak üç ulusal teknoloji
kahramanımız mühendisimize sahip çıkamadık. Bu yolda hayatlarını genç yaşlarda
kaybeden, savunma sanayinin teknoloji bağımsızlığını kazanan öncü kahraman
mühendislerimiz Hüseyin BAŞBİLEN, Halim Ünsem ÜNAL, Evrim YANÇEKEN’ i ve diğer hayatlarını bu yolda kaybeden bütün insanlarımızı saygı ve
minnetle anıyoruz.
—BU GÜNKÜ DURUM-
TSK kendine ait vakıflarla, savunma sanayinin gelişmesinde
başrolü oynadı.(Havelsan, Roketsan, Pilsan ). Buna özel firmalar da katılınca
savunma sanayimizin ihtiyaçlarını kendi imkânlarımızdan karşılama oranı 2012
yılı sonu % 55 oranına gelmektedir. Dış güçlerin körüklediği Türkiye,
Yunanistan silah yarışının sonuçları bu gün ortadır. Yunanistan ekonomisinin
savunma sanayi ve çeşitli dallarda üretimi düşünmemesi, bu günkü krizin ana
etkenidir.
Aselsan’ın ilginç
başarılarından biri de hayalet izole maddesini ülkemizde üretmesidir.
Uçaklarımız ve MİL-GEM’de başarılı sonuçlar alınmıştır. İlk olarak eski Hava
Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve ekibinin, bu çalışmalarda katkısı
büyüktür. Hayalet uçaklarımız başarı ile görevlerine devam etmektedir. İnsansız
hava aracı, milli tank projesi gibi, değişik projeler üretim aşamasına
gelmektedir.
İnternet ve diğer
kaynaklardan alınan haberlere göre 1000 km. orta menzilli füze çalışmaları
deneme aşamasındadır. Komşumuz İran’ın füzelerine göre hedefe isabet oranları
daha yüksektir. Çalışmalara ülkemize
füze teknolojisinde büyük katkıları olan Çin Halk Cumhuriyeti ile devam
edilmektedir. Çin’in ülkemize teknoloji
kısıtlaması getirmemesinden dolayı Göktürk 2 uydusu bu ülkeden uzaya atılıp,
yörüngesine sokulmuştur. Göktürk 1
uydusunda çıkarılan güçlükler, yetkili kurumların ders almasını sağlamıştır.
Uydumuza
Aselsan’ın son üzerinde çalıştığı yeraltını birkaç yüz metre derinliğe kadar
gösteren sistemin takıldığı tahminimizi de ekleyelim.
2014 yılında yazımıza kısaca şu eklemeleri yapabiliriz.
Ülkemizdeki Savunma Sanayindeki ilerlemeler dış güçleri tahmin edilenden fazla
rahatsız etmiştir. Bu yüzden TSK’nin çeşitli hayati önem taşıyan savunma
projelerinde çalışan kilit konumundaki uzman bilim adamı seviyesindeki Subayları değişik ortamlarda hazırlanan hayali suçlamalarla
tasfiye edilmiştir.
Aralık 2012’de bu makalemiz Barikat 1919 Sitesinde
yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.