7 Mart 2014 Cuma

Küresel Sermaye Fişi Çekiyor -1-



Ters Açı 1923



17 Aralık’ta başlayan operasyonlar Türkiye’yi derinden sarstı. Bu depremin ülkemizi sallamasının dışında, birçok uluslararası dengenin de değişmesine neden olduğu açıkça gözüküyor. Operasyonlar ilk bakışta Başbakan ve F-tipi Cemaat arasında ki hesaplaşma izlenimini bırakıyor.

Olayları daha iyi kavrayabilmek için, Reza Zarrab’ın faaliyetlerine biraz göz atmak gerekiyor.Reza Zarrab 6 farklı bölgede 4 ofis ve 120 broker ile çalışan Safir Altın’la iş yapan Royal Holding’in 8 firması ile de10 farklı sektörde faaliyet gösteriyor. Yurt gazetesinde çıkan habere göre de 2010 yılına kadar Reza Rusya üzerinden bir takım kişilerle off shore operasyonlarıyla para transferi yapıyor. Bu grupla çalışmayı kesince, bu insanların Mali Müşaviri Ş.N tarafından ülkemizdeki kurumlara ihbar ediliyor.


Yani Reza Zarrab, Türkiye’ de 2010 yılından belki de daha önceki para operasyonlarında şüpheli transferler yaptığından MİT’in takibinde. Şimdi dünya çapında yüksek rakamlarda ticaret işlemlerini yapan bir kişi sırf ülkemizin izlemesinde mi sanıyorsunuz? Tatbiki hayır, dünyanın belirli istihbarat örgütleri de aynı işi yapıyorlar. En önemlisi CİA ve NSA’de oyundalar. Böyle güzel bir fırsat kaçırılır mı?
Bu kurumların işi trafiğin nasıl işlediği ve dünyanın çeşitli bölgelerinde İran Devletinin kurduğu her çeşit ağlardaki, kişileri tespit etmek.


2010 yılında Türkiye külçe altın ticaretindeki vergiyi kaldırıyor. Ne tesadüf ki, bu tarihlerde Reza Rusya üzerinden ortakları ile yaptığı para operasyonlarını durduruyor. Sanki ülkemizde önemli bir ortak buluyor, ya da bir kesim onu kullanmaya başlıyor. Arkasından İran ile yapılan ithalat ve ihracat işlemlerinde Halk Bankası devreye sokuluyor. Rakamlarda büyük bir artış var. Her şey resmiyete dökülmüş. Arada sırada Aktif Bank üzerinden Maliye Bakanı Şimşek tarafından dillendirilen, kayıt dışı transferlerde var.


Reza bu yıllarda ülkemizden İran’a alacakları karşılığında, hatırı sayılır bir şekilde altın yollamaya başlıyor. Genelde resmi olarak dışarıdan başka ülkelerden altının getirildiği belgelendiriliyor. Fakat iş Özal’ın zamanındaki fatura olaylarına dönüyor gibi bize gözüküyor.
Yani sanki birisi ülkemizde Bizans’ın altınlarını bulup, yeniden külçe haline getirip, tekrar trafiğe sokuyor. Olmaz mı demeyin, bu da olur. Sonuçta Halk Bankası kullanılarak alışverişler resmileştiriliyor. Fakat ülkede birileri çaktırmadan Harun gibi zenginleşiyor. Resmi rakamlara göre son senelerde 100 Milyar Dolara yakın bir para trafiği var. Ayrıca resmi olmayan yollardan ne kadar gittiğini kimse bilmiyor.


 Dünyanın en iyi telefon, internet izleme ve görüntülü takip alma olanaklarına ABD’nin NSA kurumu sahiptir. Tabi ki bu karmaşık ilişkiler sonunda Reza,Bakanlar,  El-Kadı ve Burak Erdoğan’ın yolları çakışıyor. Amerikalılar El Kadı üzerinden AKP’ye yakın işadamlarının ve siyasetçilerinin Türkiye ve yurt dışındaki kontaklarını, kurdukları fonları ve şirketleri bir türlü tespit ettiklerini düşünüyoruz.
Buraya kadar çok güzel, bu güçlerin zamanında ortak çalışmasını sağlayan Küresel Sermaye artık rahatsız. Belirli güce oluşan bu kişiler ve ülkemizdeki iktidar Küresel Sermayeyi oyundan atıp, kendi gizli BOP’larını uygulamaya sokmaya çalışıyor.



Bu para trafiğinde başından beri de ABD'nin dev şirketleri Cargill ve Bunge Gıda var. İki şirkette Gıda üretiminde faal. Ayrıca Almanlar ve Fransızlara ait şirketler, İran’ın alt yapı tesis ihalelerini kapmış durumdalar. Ambargo hikâye, ticaret şahane. Adamların derdi devre dışı kalmamak ve para akışının kontrolünü kaybetmemek.


Başbakan RTE’nin gizli ajandasını uygulamasından son derece rahatsız olan Küresel Sermaye sonunda düğmeye basıyor. İktidara getirdikleri Başbakan RTE artık kimseyi dinlemiyor. Sahaya sürmek içinde Taşeron olarak F-tipi Cemaat ’ten uygun başka bir aday yok. Daha evvel yazılarımızda bahsettiğimiz gibi Başbakan geçirdiği büyük hastalık devresinden F-tipi Cemaati sorumlu tutuyor. Bu yüzden son zamanlarda sistematik olarak Cemaate yakın kişileri Devletin kurumlarındaki kilit noktalarından hızlı bir şekilde tasfiye etmeye çalışıyor. Rant pastasından Cemaate yakın şirketlere artık hiçbir pay düşmüyor.  Yalnız biraz geç kalmış saat 12’ye bir kala bunları gerçekleştiriyor.


17 Aralık günü düğmeye basılıyor. Başbakan RTE’nin düşünmediği nokta ise, yolsuzluklarla ilgili kasetler ve ileride günlerde bunlarla ilgili görüntülerin ortaya çıkması oluyor.


Bu olaylar dizisinde en hızlı reaksiyonu İran Devleti gösteriyor..Reza’nın  İran’daki ortağı Babek Zencani hemen kızağa çekiliyor. Anlaşıldığı kadarı ile dünyanın çeşitli ülkelerindeki konumlandırılan İran İstihbarat ve ekonomik ağları emekliye ayırılıyor.


Ülkemizde Başbakan ise 10 bine yakın Devlet memurunu yer değiştiriyor.  Eskiden Cemaate kurdurduğu düzeneklerle beraber hareket edip, kendine tehlikeli gördüğü kurum ve rakiplerini devre dışı bıraktığı günleri birdenbire hafızasından siliyor. Torba kanunlarla, yeni düzenlemelerle duruma hâkim olmaya çalışıyor.


Başbakan RTE mağdur politikasını tekrar devreye sokuyor. İşine geldiği zaman kullandığı bu yapılanmaları paralel Devlet ilan ediyor.



Bütün tedbirler fakat boşa çıkmışa gözüküyor. Başbakan RTE ve danışmanları bu tip gerilla savaşına hazırlanmamış gözüküyor. Günde birkaç kere ortaya çıkan kasetler karşısında, yaptıkları açıklamalarla kendi kalelerine golleri atıyorlar. Ortada bir panik var.


Küresel Sermaye, Cemaat ve çeşitli araçları üzerinden Başbakan RTE’yi günlük yıpratıp, güç kaybetmesini sağlıyor. Kasetlerde Başbakanın aile fertlerini de oyuna dâhil ederek, kontrolsüz tepki göstermesini bekliyor.


Anlaşılan gelecek günler karşılıklı birçok yeni hamleye açık…

Ters Açı 1923


Devam edecek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.